Dünyanın büyük
çoğunluğu yaşam savaşı verirken benim gibi durumu iç
güveysinden hallice beyaz yakalı tayfasının sınıfsal olarak
arada derede kalmış, bir türlü mutlu olamayan, sürekli boşluk
içinde kıvranan hayatının tek arayışı olan mutluluk...
Tarihin
başlangıcından bu yana mutluluğun ne olduğu ve nasıl
yakalanacağı konusunda bir hayli lakırdı edildi ve edilmeye devam
ediyor. Tabi ki bu yazıyı bitirdiğinizde de bu sorularınıza
cevap bulmuş olmayacaksınız. Ama kendi yapmaktan mutlu olduğum
şeyleri, başkaları da yapınca mutlu olur belki diye paylaşmak
istedim.
Mutluluğun sürekli
bir fonksiyon olmadığını bir türlü kabul edemememiz sürekli mutsuz kalmamızdaki birinci neden. İkincisi ise insan
bencildir öğretisi. Hayatta kalmamızı bu içgüdü sağlıyormuş.
Bunu tam olarak yalanlayamayız evet ama özgeciliğin (diğerkamlık)
canlı türlerinin (sadece insan topluluklarının değil diğer
canlı türlerinin de) hayatta kalabilmesine sağladığı katkıya
hakkı yeterince teslim edilmemektedir. Hatta biraz daha ileri
giderek bu katkının bilerek, sistematik bir şekilde görmezden
gelindiğini söyleyebilirim. Bize hep ne kadar bencil olursak o
kadar mutlu olacağımız söyleniyor ve hatta dünyanın bu fikir
tarafından yönetildiğini hepimiz biliyoruz (ayrıca bakınız:
kapitalizm, bireycilik, rasyonel bencillik). Mutluluğun gerçekten
de bencillikte olmadığını her gün giderek üstel olarak artan
bir doğrultuda öğreniyorum.
Gelelim bu üç
paragrafın özgür yazılım ile alakalı kısmına. Yaklaşık bir
sene önce, Akademik Bilişim 2015 konferansı öncesi kurslarda
üniversiteden arkadaşım Ahmet Can ile dört günlük “Python ve
Django ile web uygulaması geliştirme” kursu vermiştik. Kursa
kayıt süreçlerinin çok fazla bilek gücü gerektirmesi ve Mustafa
Akgül hocanın bunlarla tek başına başa çıkmaya çalışması
dolayısıyla bu süreci mümkün olduğunca otomatik hale getirmek
için kolları sıvadık. Bir kayıt paneli oluşturmaya karar
verdik. Lakin bir çok konuda defalarca tartışıp, kavga edip,
küsüp sonra tekrar barıştıktan sonra Akademik Bilişim 2016
öncesi kurslara kayıt almaya başlama tarihi olan 2 Ocak'tan
yaklaşık 1 ay öncesine kadar didişmekten pek bir şey
kodlayabildiğimizi söyleyemeyeceğim:) Bir aylık sürecin sonunda
kayıt almaya başlayıp ve dahi kurslar başlayana kadar bu sistemi
adam etmek için uğraştık. Bizim için küçük insanlık için
önemli bir adımmış. Bu işe girişmeden önce ve yaparken hep
neden bu işe bu kadar takıldığımı düşünüp durdum. Çoğu
zaman iş yerinde girdiğimden daha çok strese girip bu işi
bitirmek için uğraştık Ahmet'le. Ne içindi? Buna şöyle cevap
veriyordum: ikimizde çalışmayı çok seven insanlarız ve insan
enerjisini her zaman sadece patronları bir üst model araba
alabilsin diye harcamamalı. Akademik Bilişim öncesi kursların bir
çok insanı bilişime kazandırdığına ve dokunduğu insanlara
gerçekten değer kattığına inanıyorum. Bu kurslardan daha fazla
insanın faydalanabilmesi için bilek gücü gerektiren işlerin
azalması gerekiyor. Sadece bu düşünce bile insanı motive etmeye
yeterli iken bir de kurslar esnasında neredeyse her gören eğitmenin
dönüp teşekkür etmesi ayrı bir mutluluk kaynağı oldu bizim
için. Günlük hayatta 8-17 mesai saatleri içerisinde (ne kadar
özveri ile yapmış olursanız olun) yaptığınız işler için
teşekkür almazken (ya da lafın gelişi teşekkür ediliyorken),
topluluğa yapılan katkıların böyle içten teşekkürleri insanı
gerçekten mutlu ediyor. Mutlu olmak için siz de bir özgür yazılım
projesi oluşturun veya katkı verin. Emin olun yüzde yüz
çalışıyor;)
Comments
Post a Comment